26 Ağustos 2012 Pazar

Çözgülü örme

Çözgülü örme konusunda detaylı bilgi için http://tez2.yok.gov.tr/ adresine üye olarak Tasarım yöntemleri açısından çözgülü örme [Warp knitting in therms of design methods] / Başak Özkendirci adıyla kayıtlı tezimin PDF dosyasını indirebilirsiniz.

22 Kasım 2010 Pazartesi

Atkı iplik sistemli örme



Atkı örme kumaşlar ilmeklerin atkı yönünde birleştirildikleri bir sistemle üretilir. El örgüsüne benzer. İlmekler üst üste oluşturulan yatay sıralardan meydana gelirler. Düz veya yuvarlak makinelerde üretilirler.
İplik makineye takılan bobinden sağılarak alınır, atkı taşıyıcı mekanizma ile ileri geri veya dairesel hareketle iğnelere beslenir. Bütün iğneler birbirinden bağımsız olarak çalışır. Ve yatay sıradaki bütün üm ilmekler tek bir iplikle oluşturulur.

13 Eylül 2010 Pazartesi

Örme makinelerinin sınıflandırılması

Temel olarak atkılı ve çözgülü örme sistemine dayanan örme makineleri, dokuma makineleri gibi standart üretim yapısına sahip olmadığı için elde edilmek istenen ürüne göre değişiklik gösterir:
1- Atkı örme makineleri
A- Düz örme makineleri
- mekanik düz örme makineleri
- motorlu mekanik düz örme makineleri
- motorlu elektronik düz örme makineleri
-Fully fashioned düz örme makineleri
-Aksesuar düz örme makineleri (yaka, kol vb.)
-Eldiven-çorap düz örme makineleri
-İntersia düz örme makineleri
B- Yuvarlak örme makineleri
- RL tek iğne plakalı örme makineleri
* 6,5 pus altı çaplı yuvarlak örme makineleri( çorap bağcık vb.)
* 6,5 pus- 13 pus çaplı yuvarlak örme makineleri( çorap vb.)
* 13 pus- 20 pus çaplı yuvarlak örme makineleri( beden ölçülü iç çamaşırı, süprem vb.)
* 20 pus- 34 pus çaplı yuvarlak örme makineleri(süprem, lacost vb.)
* 36 pus üzeri çaplı yuvarlak örme makineleri( çarşaflık, konfeksiyon kumaşları vb.)
* iki iplik, üç iplik yuvarlak örme makineleri
* muflon yuvarlak örme makineleri
*kadife yuvarlak örme makineleri
- Çift iğne plakalı yuvarlak örme makineleri
1- tek silindirli yuvarlak örme makineleri
-6,5 pusa kadar çaplı yuvarlak örme makineleri
-20 pus ve üzeri çaplı yuvarlak örme makineleri
2-çift silindirli yuvarlak örme makineleri
-6,5 pusa kadar çaplı yuvarlak örme makineleri
-20 pus ve üzeri çaplı yuvarlak örme makineleri
-Jakarlı yuvarlak örme makineleri
- mekanik jakarlı yuvarlak örme makineleri
-elektronik jakarlı yuvarlak örme makineleri
- ringel jakarlı yuvarlak örme makineleri

2-Çözgülü örme makineleri
A)Raşel çözgülü örme makinesi
B)Trikot çözgülü örme otomatı
C)Aksesuar çözgülü örme otomatı
D)Diğer çözgülü örme otomatı (dantel vb..)
Atkı atma sistemli çözgülü örme makineleri

Temel örme elemanları

İğne
Örmecilikte en etkin görevi üstlenen iğneler dört ana tipten oluşur:
1-Esnek uçlu iğne
2-Dilli iğne
3-İki uçlu kancalı iğne
4-Sürgülü iğne

Uzun ve kısa iğneler bir arada belirli bir sıralama ile dizilerek kullanılabilir. Veya iğne üzerindeki ayaklardan faydalanılarak kısa veya uzun iğne hareketi yapılabilir. Desenin oluşumunda önemli rol oynayan bu özellik, kilit mekanizmasının hangi iğnenin ne zaman örgüye dahil olacağını belirlenmesi ile gerçekleşir.

1-Esnek uçlu iğne: Kıvrımlı ucu esnek olması sebebiyle bu isimle anılan iğnenin ağzı bir baskı çubuğu ile açılıp kapanır. İplik iğnenin önüne gelerek esnek uçtan içeri girer. İğne ucu, baskı çubuğunun itmesiyle kapatılır. Baskı çubuğu uzaklaşır ve iğne aşağı doğru hareket eder. İpliği eski ilmeğin içinden geçirerek yeni ilmek oluşturur. Yukarı doğru hareket eder ve ilk pozisyonuna döner. Bu tip iğneler tek tek değil hepberaber hareket eder. Desenlendirme esnek ucun çalışıp çalışmaması durumundan yaralanılarak elde edilir.

2-Dilli (kancalı) iğne: Adını baş kısmındaki kancadan almıştır. Baş kısmındaki kanca ve dilin hareketi örme işleminin yapılmasını ayak yüksekliği ve şekli ise desenlendirmenin gerçekleşmesini sağlar. Kancalı iğneler hem tek tek hem de grup halinde hareket edebilir. Ağzı açık konumdaki iğne alçaldıkça önündeki iplik kanca içine yerleşir. Eski ilmek dili kapatır. İğne metal plakanın altına indiğinde eski ilmekten kurtulur ve tekrar yukarı doğru harekete geçer. Yeni oluşan ve halen iğnenin gövdesinde bulunan ilmek yukarı doğru çıkan iğnenin diline takılarak açılmasını sağlar. İğne ağzı açık olarak eski konumuna döndüğünde bir tur tamamlanmış olur. İğne hareketi atkı ve çözgülü örmede aynı şekilde gerçekleşir. İki örme türü arasındaki fark ipliğin iğneye taşınma yöntemindedir. Atkı örmede iplik, taşıyıcı tarafından yatay olarak iğnenin önüne getirilir. Çözgülü örmede ise her iğne için ayrı bir iplik kılavuzu vardır ve kılavuz taşıdığı ipliği iğnenin etrafında gezdirir.

3- Çift uçlu dilli iğne: Ayak kısmı olmayan ve her iki ucunda kanca bulunan bu iğne kancalı iğneyle anı şekilde ilmek oluşturur ancak farklı bir prensiple örme yapar. Karşılıklı iki yay üzerinde alış veriş hareketiyle çalışır. Desenlendirme bu iki hareketin yardımcı elemanlarla düzenlenmesi yoluyla elde edilir.

4-Sürgülü iğne: Tepesinde bir kanca ve kanallı bir saptan oluşur. Sürgü kanalın içinde aşağı yukarı hareket ederek kancanın ağzını açar ve kapatır. Çalışma metodu dilli iğne gibidir. Sürtünme oranı dilli iğneye göre daha az olduğu için kesik elyaflı ve tekstüre ipliklerin kullanıldığı kalitelerde tercih edilir.
Yapıları bakımından bütün iğneler hassas, düzgün yüzeyli, sürtünmeye, aşınmaya dayanıklı, kırılmayı önleyecek esnekliğe sahip niteliklerde olmalıdır.

İlmek
İpliğin iğne yardımıyla yüzey oluşturabilecek bağlantılara uygun bir şekle dönüştürülmüş haline ilmek denir. İlmek oluşumunun başlangıcında ipliğin oluşturduğu ters U şekli fiyonk olarak adlandırılır. Atkı iplik sistemli örmelerde ilmekteki üst yarım daire baş, ortadaki kısımlar bacak alttaki kısımlar ise ayak olarak adlandırılır. Baş ve ayaklar diğer ipliklerle yapılan bağlantıyı gerçekleştirdiği için, bu bölgelere baskı bölgeleri denir. Çözgü iplikli örme sistemlerinde ise farklı bir terminoloji kullanılır.

A fiyonk a)İlmek baş bölümü
b)İlmek gövde bölümü
c) ilmek ayak bölümü
İlmekler kumaşın iki yüzünde farklı bir görünüme sahiptir. İlmekler birbirinin içinden geçtiğinde yeni ilmeğin ayak kısımları eski ilmeğin üstünde kalıyorsa buna sağ ilmek ( R Rechts) altında kalıyorsa sol ilmek (L Links) adı verilir. Kumaşın ön yüzünde görülen sağ ilmek arka yüzde sol ilmektir. Kumaşta R ilmek yapısının hakim oldu yüze teknik yüz
L ilmek yapısının hakim olduğu yüze ise teknik arka denir.



Her yatay ilmek satırına may sırası ve her dikey ilmek bağlantısı yapısına may adı verilir. Gauge ( G ) terimi ise 1 inch lik mesafedeki iğne sayısını ifade eder. Örme kumaşın sıklıkları tespit edilirken bu dikey ilmek sütunları ve yatay ilmek satırlarındaki ilmek adatleri sayılır. 1 inch lik mesafedeki yatay ilmek sayısında 12 ve dikey ilmek sütununda 10 ilmek bulunan örme kumaşın mayı 10 gauge i 12 dir.


Atkı örmede, ilmekler ipliğin kumaş enince hareket etmesiyle oluşur. Her yeni ilmek sırası kumaşta bir önceki ilmek sırasından çekilir. Özel renk efektleri istenmedikçe bir sıradaki bütün ilmekler tek bir iplikten oluşur. Kumaştan bir iplik koparıldığı taktirde may sırası kendiliğinden sökülür.

Örme teknolojileri

Dokuma tezgâhları ağızlık açma sistemine dayalıdır ve halı da dahil olmak üzere dokuma kumaşların tamamı bu sistemle çalışan tezgâhlarda üretilir. Üretim ebatları farklı olmakla beraber bütün dokuma tezgâhları kumaş üretimi yapar. Örme makinelerinde ise kumaş üretiminin yanı sıra konfeksiyonsuz veya yarı konfeksiyonlu ürün elde edilir. Bu nedenle makine tasarımları elde edilecek ürüne uygun olarak düzenlenmiştir. Yuvarlak çorap örme makineleri, eldiven makineleri, fully fashioned adı verilen düz örme makinelerinde bitmiş ürün elde edilirken, yuvarlak örme makinelerinde yarı konfeksiyonlu tüp kumaşlar üretilir.
Dokuma tekniğinde çözgü ve atkı iplikleri olmak üzere, makineye birbirine doksan derece açıyla beslenen iki farklı iplik sistemi bulunmaktadır. Örmecilikte ise atkı ipliğinin dahil edilebildiği özel çözgülü örme makineleri dışındaki tüm sistemlerde ya sadece yatay, yada sadece dikey olarak iplik beslemesi yapılmaktadır. Bu nedenle dokuma tekniği iki iplik sistemli kumaş üretim yöntemi, örme teknikleri ise tek iplik sistemli kumaş üretim yöntemi olarak adlandırılmaktadır.
Örme makineleri, ucu kancalı iğnelerle elde edilen ilmeklerin kumaş oluşturması esasına göre çalışır. İlmeğin ve dolayısıyla kumaşın oluşması için her makine tipinde temel olarak aşağıdaki mekanizmaların olması gerekir:
‘-iplik besleme tertibatı
-iğnelere hareket veren tertibat
-ipliği iten-bastıran tertibat
-desen tertibatı
-kumaş çekim-sarım tertibatı’
Bu işlemler temel makine elemanları ve çeşitli hareket mekanizmaları kullanılarak gerçekleştirilir. Bu parçalar çözgülü örme ve atkılı örme makinelerinde farklılık göstermektedir.
Örme makineleri, farklı özellikleri dikkate alınarak çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. Ancak en basit şekliyle atkılı örme ve çözgülü örme olarak adlandırılan iki temel endüstriyel örme yöntemi vardır.

Örme teknolojisinin gelişimi

Rahip William Lee’nin 1589’da icat ettiği çorap örme tezgâhı, örme teknolojisinin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Bir inch’de 8 adet kancalı iğnesi olan bu tezgâh ile koyunyününden basit yapılı çoraplar üretilebiliyordu. İpeğin elde edilmesiyle bir inch’de 20 iğnenin kullanıldığı örme tezgâhı geliştirilmişti. O günün şartlarına göre üretim maliyetini günde 10 pounda düşüren bu tezgâhın geliştirilmesi, el örgücülerinin işsiz kalma korkusuna düşmelerine neden olmuştu. Bir örmecinin bir çorabı örmesi iki gün sürerken bu tezgâh sayesinde bir saatte bir çorap örülebiliyordu. İşçilerin isyanından korkan yönetim, Lee’nin makinesinin patenti için yaptığı başvuruları geri çevirmişti. İlk ipek örme çorapları giyen Queen Elizabeth I’in (1550-1561) inceliği, esnekliği ve rahatlığından çok etkilendiği için bir daha asla dikilmiş dokuma çorap giymediği bilinmektedir. Avrupa’nın büyük bölümüne İngiltere’den ihraç edilen örme çoraplar, çok pahalı olduğu için sadece zenginlerin ulaşabildiği bir üründü.
‘William Lee 1611’de Fransız Pierre De Coux ile bir anlaşma imzalayarak, Fransa’da yün ve ipek çorap üretimi yapmak üzere dokuz örme makinesi ve örme işçileri göndermişti. Makinesinin patentini 1612’de Fransa Kralından alabilmişti. Ancak IV. Henry’in tahta geçmesiyle Fransa ile yapılan iş anlaşması iptal edilmiş ve William Lee için idam cezası çıkarılmıştı. Bu nedenle hayatının geri kalanını Paris’te geçirmek zorunda kalmış, araştırmalarına burada devam etmişti.
William Lee’nin buluşu olan kancalı iğne ve platin sistemleri, örme makinelerinin temelini oluşturmaktadır. Onun buluşları sayesinde 1769 da yuvarlak örme makinesi ve hemen ardından ilmek transferi yapabilen, çift iğne yataklı düz örme makineleri geliştirilmiştir.’
Crane ve Porter tarafından nakış desenlerinin örmeye uyarlanması amacıyla, örme makinesine ilave kılavuzlar eklenmesiyle ufak bir proje olarak başlayan ve ilave kılavuzların çözgü iplikleriyle beslenmesi yönteminin geliştirilmesiyle ortaya çıkan ilk çözgülü örme makinesinin patenti 1775 yılında alınmıştı. Çözgülü örmede gerçekleşen iki büyük buluştan biri Dowson’ın kılavuz raylarına hareket veren disk sistemini geliştirmesi, ikincisi ise Brown’ın çözgüden beslenen iki farklı kılavuz rayına ayrı ayrı hareket veren sistemi geliştirmesiydi. 1807’de S. Orgill, geliştirdiği 72 inçten daha geniş kam kontrol sistemli makinesiyle, dakikada 30 kurs üretim kapasitesine ulaşmayı başarmıştı.
Örme endüstrisinde 1810 yılına kadar yaşanan hızlı gelişim, bu yıldan sonra arz talep dengelerinin sağlanamaması nedeniyle 19.yüzyılın ikinci yarısına dek duraklamıştı. Bilgisayar sistemlerinin ilerleyişi çözgülü örme tekniğinin de daha hızlı ve verimli üretime ulaşmasında önemli rol oynadı.
Türkiye Tekstil tarihi konusunda yapılan araştırmalarda; Cumhuriyet dönemine kadar örme endüstrisi konusunda bir bilgiye rastlanmamıştır. Cumhuriyetin ilk kırk yılında sanayileşmenin hızlı gelişimi sürecinde, yünlü kumaş üretiminde trikotaj adı verilen atkılı örme makinelerinin kullanıldığı görülür. ‘Hazır giyim fabrikaları büyük çoğunlukla İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük kentler çevresinde toplanmıştır. Konfeksiyon giyim olarak geçen bu sanayi alanına trikotaj (örme) sanayi de dahildir.’

El örgüsünün tarihi

‘Örmenin çok eski çağlara uzanan bir tarihi var. İsa’dan önce V.-VI. Yüzyıllarda insanlar şişle yün örmeyi biliyorlardı. Sadece parmakların kullanılmasıyla oluşturulmuş örülmüş örnekler M.Ö.1000 yıllarından eskiye dayanmaktadır. Örgü ile ilgili ilk tarihi belgeler Orta Asya’da yapılan arkeolojik kazılarda bulundu. Örgüde ilmeklerin tuzak düğümlerine bezeyişi ve kullanılan gereçlerin basitliği de örgünün avcı göçebe toplumlarda doğduğu tezini güçlendirir. Göçebeler hammadde olarak sürülerinden elde ettikleri yapağıyı kullanıyorlardı. Örülen kumaşın, örtücülüğünü arttırmak için keçeleştiriyorlardı.’
Atlı ve göçebe uygarlıklarda gelişen örgünün, kervanlarla ve Ege Denizindeki ticaret gemileriyle doğuda Tibet’e; batıda İspanya’ya kadar yayıldığı düşünülmektedir. İspanya’dan da İngiltere ve İskoçya’ya geçtiği bilinen örgünün Avrupa’da yayılma sürecinin bin yılda gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Orta Asya buluntularından sonra en eski örgü örneklerine eski Mısır mezarlarında rastlanmıştır. Başparmağı ayrık kırmızı yün örme çoraplar bugün Londra’da Victoria Albert Müzesi’nde sergilenmektedir.
13.yy’dan kalma İspanyol mezarlarında birçok örme giyim parçalarına rastlanmıştır. Bu parçaların üzerinde görülen aile armalarının yanı sıra, Müslümanların kullandığı kufi yazı stili ile işlenmiş dilek yazıları sayesinde, Avrupa’da bulunan ilk örülmüş örneklerin İspanya asillerinin çalıştırdığı Müslüman örgücüler tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.
O dönemlerde kullanılan gereçler bugün kullanılanlardan farklıydı. Araplar tığı andıran gagalı şişlerle, ipliği sol ellerinin işaret parmaklarıyla yürüterek örerlerdi. 16. yy.da ipeğin batıya ulaşmasıyla din büyükleri, saray mensupları ve asillerin giysilerine ipekten örülmüş atkılar, pelerinler ve başlıklar eklenmişti. Pamuğun Avrupa’ya gelişiyle beyaz örgü adı verilen ve ince çelik tığlarla örülen dantel perdeler, yatak örtüleri ortaya çıkmıştı. 14.yy.da Avrupa’da yapılan ‘Örgü ören Meryem’ (Maitre Bertham-1345-1415) Örgü ören Leydi (Tomasso da Modena 1325-1375) gibi sanat eserlerinde konu olarak örmeye yer verilmişti.

İngiltere ve İrlanda’da örgü başlangıçta erkek işi olarak kabul ediliyordu. Kadınların örgüyle ilgilenmeleri bile yakışıksız sayılıyordu. Kadın yün eğiriyordu, ancak bu yünü örme ayrıcalığı erkeğe aitti. Örücülerin meslek loncaları vardı ve bu loncalara girmek isteyen gençler, bir örgü ustasının yanında en az üç ay çıraklık eğitimi almak, sonra değişik teknikler ve örgü yöntemleri öğrenmek için gezilere çıkmak zorundaydılar. Geziden döndüklerinde, belli sayıda orijinal motifi en kısa sürede ve kusursuz bir teknikle örebildiklerini ispatlayacak bir sınavdan geçmeleri gerekirdi. Kuzey Avrupa’nın bazı kesimlerinde, Britanya ve İrlanda adalarında bugün bile, halat ve ağ yapmakta ustalaşan bazı denizciler kendi kazaklarını kendileri örmektedir.
Örme, tarih boyunca insanların örtünme ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, renk ve desenlerle estetik ihtiyaçlarına da cevap vermiş, kültürlerinin bir parçasını oluşturmuştur. Örüldükten sonra farklı bir işleme gerek kalmadan, hemen giyilebilen bir ürün olduğu için, dokumaya göre daha kişisel bir yanı vardır. Desenlendirilmesi kolaydır. Her kültürde farklı isimler alan değişik motifler kullanılmıştır. Anadolu kültüründe farklı anlamları olan motifler, kadınların dileklerini, durumlarını paylaştıkları iletişim yöntemlerinden biri olmuştur. Birçok yörede anlam içeren motiflerin ve geleneksel formların kullanımına devam edilmektedir. Örülen modeller modaya bağlı olarak değişim göstermiş olsa da, örme el sanatında aynı basit aletler kullanılmaktadır.